Türkiye'de Sağlık Turizmi
02 Mart 2020

Türkiye'de Medikal Turizm

Sağlık Turizminin Yeni Yıldızı; Türkiye

Türkiye yılda 39 226 226 ziyaretçi ile Dünya’nın en çok turist çeken 6. Ülkesi. Yıllar içerisinde Turizm konusunda önemli ataklar gerçekleştiren ve her geçen yıl turizm kapasitesini ve kalitesini geliştiren Türkiye otelcilik anlamında Uluslar arası bir üne sahip. Konuksever, sıcak, kaliteli hizmet ve dünya standartlarında tesisler ile her yıl milyonlarca turistin tercihi olan Türkiye, otelcilik ve sağlık anlamında sahip olduğu yerli ve uluslar arası yatırımlar ile turizmden sonra sağlık turizminin de yeni gözdesi konumunda.

Her Zevke ve İhtiyaca Uygun Seçenekler

Farklı beklentilere, sınırsız seçenek sunan Türkiye’de; Dünya çapında ünlü 5 yıldızlı oteller, eşsiz butik oteller,hosteller ve bir çok değişik seçenek tarih ve doğa harikalarıyla bütünleşerek ziyaretçilere unutulmaz bir tatil yaşatmayı hedefliyor.Sağlık dolu termal tesisleri, tertemiz plajları ile sahiller, imparatorlukların mirasını taşıyan tarihi güzellikler, modern metropolleri ile Türkiye sağlık ve turizmi başarılı bir şekilde bir araya getiriyor.Dünyaca ünlü lüks oteller, Türk misafirperverliği ile sunulan servis, uluslararası standartlarda sağlık ve konaklama tesisleri ziyaretçilerin tedavilerini en rahat koşullarda geçirmeleri amacıyla hizmet veriyor.

Tedavi ve Tatil Bir Arada!

Sağlık turizmi için Türkiye’yi ziyaret eden konuklar, uluslar arası standartların üzerinde tıbbi cihazlar, deneyimli hekim kadrosu tarafından tedavi olma imkanı bulurken, sağlık merkezlerine yakın mesafedeki konaklama tesisleri ile, konuklar Türkiye’nin doğal güzellikleri ve hareketli şehir yaşamının tadını çıkarma imkanı buluyor.

Dünya çapında bir kıyaslama yapıldığında Türkiye JCI akredite sertifikalı hastaneleri ile ilk sırada yer almaktadır. 1200’ün üzerinde devlet ve özel hastane ile hastalara geniş bir ağ sunulmaktadır.Özel sağlık hizmeti sağlayan kuruluşların 300’ü uluslar arası sağlık merkezleri ile yakın ilişki içindedir. Bu güçlü bağlantıların arasında; Harvard Medical International, Johns Hopkins, Mayo Clinic, Memorial Sloan-Kettering, and New York Presbyterian gibi merkezler bulunmaktadır.

Organ nakli, genetic testler, Nöroşirurji, Göz ( Dünya’nın en büyük göz kliniği ağı İstanbul’da bulunmaktadır) , Kardiyoloji, Ortopedi, Plastik Cerrahi ve Diş alanlarında elde edilen önemli başarılar Türkiye’yi sağlık turizminde ön plana çıkarmaktadır.

Türkiye sahip olduğu Sağlıklı yaşam merkezleri ( wellness) , doğal termal spa tesisleri ve çamur banyoları ile ülkeye yarım milyona yakın turist çeken bir cazibe merkezi konumundadır.

Türkiye'de Termal Turizm

Termal Turizmin geliştirilmesi yönünde Sağlık Bakanlığınca 2007 yılı içerisinde hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi ve Termal Turizm Master Planı kapsamında çalışmalar yürütülmektedir.

Termal Turizm Tanımı
Termomineral su banyosu, içme, inhalasyon, çamur banyosu gibi çeşitli türdeki yöntemlerin yanında iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, egzersiz, psikoterapi, diyet gibi destek tedavilerinin birleştirilmesi ile yapılan kür (tedavi) uygulamaları yanı sıra termal suların eğlence ve rekreasyon amaçlı kullanımı ile meydana gelen turizm türüdür.

Kür
Tedavi etkeninin belli dozda, seri halde, düzenli aralıklarla, belli sürelerle tekrarlanarak verilmesi ile uygulanan tedavi yöntemidir.

Kaplıca Tedavisi
Toprak, yer altı ve deniz kaynaklı mineralli sular,gazlar, peliodler (çamurlar) ve iklimsel unsurlar gibi doğal tedavi unsurlarının yöredeki iklim olanakları ve gerekli görülen diğer tedaviler ile birlikte kür tarzında uygulandığı bir tedavi sistemidir.

Balneoterapi
Termomineral sular, peloidler ve gazlar gibi doğal tedavi unsurlarının banyo, içme ve inhalasyon (soluma) yöntemleri ile kür tarzında tedavi amaçlı kullanılmasıdır.

Klimaterapi
Hava sıcaklığı, nem, rüzgâr şiddeti ve hızı, güneş ışınımı ve benzeri iklimsel faktörlerin sistematik ve dozlaymış kür tarzında uygulanmasıdır.

Talassoterapi
Koruyucu ve tedavi edici ve/veya kür amaçlı olarak tıbbi gözetim ve denetim altında, deniz suyu iklimi ve unsurlarının kür tarzında uygulandığı bir tedavi sistemidir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Kaplıca tedavisinde kullanılan elektroterapi, egzersiz tedavileri, masaj ve diğer yöntemlerdir.

Medikal Tedavi
Kaplıca tedavisi sırasında hastaya lokal veya sistemik olarak uygulanan ilaç tedavi yöntemidir.

Destek Uygulamalar
Sağlık eğitimi, diyet uygulamaları, günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi, davranış değişikliği eğitimleri ve psikolojik destek yöntemidir.

Termal Sular
Çıkış noktasında sıcaklığı 20 ºC ve üzerinde olan sulardır.

Mineralli Sular
Doğal ve sondaj-galeri yoluyla yeryüzüne çıkarılan, litresinde en az 1gram çözünmüş mineral içeren, bakteriyolojik ve kimyasal kirlenmeye uğramamış olan, fizyolojik ve tedavi edici etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış sulardır.
Termoineral Sular
Hem doğal sıcaklıkları 20 ºC›nin üzerinde olan hem de litresinde en az 1 g›ın üzerinde çözünmüş mineral içeren sulardır.


Özel Balneolojik Sular
Bazı özel mineralleri belirli en az (eşik) değerlerin üzerinde içeren sulardır. Bunlar;
Karbondioksitli Sular: 1 g/lt üzerinde çözünmüş serbest karbondioksit içeren sular.
Kükürtlü Sular: 1 mg/lt üzerinde -2 değerli kükürt içeren sular,
Radonlu Sular: 666 Bq/lt üzerinde radon ışınımı içeren sular,
Tuzlalar: 14 g/lt üzerinde NaCl iceren sular,
İyotlu Sular: 1 mg/lt üzerinde iyot içeren sular,
Florlü Sular: 1 mg/lt üzerinde florür içeren sular, olarak sınıflandırılırlar.


Termal Turizmde Güncel Yaklaşımlar
Türkiye jeotermal kaynaklar açısından Dünyada ilk yedi ülke arasında yer almakta olup, Avrupa’da kaynak potansiyeli açısından birinci, kaplıca uygulamaları konusunda ise üçüncü sıradadır. Ülkemizdeki öz ve yenilenebilir olan jeotermal kaynakların daha etkin ve verimli kullanmasına yönelik olarak geleneksel kaplıca kullanımından farklı bir anlayış ve yaklaşım geliştirmeye çalışılmaktadır. Termal Turizminin geliştirilmesi yönünde kür parkı, kür merkezi ve konaklama entegrasyonu sağlayan tesisleri bünyesinde bulunduran uluslararası standartlara sahip nitelikli tesislerin sayısı ile birlikte, turizm geliri ve turist sayısının arttırılması hedeflenmektedir.
Termal Turizmdeki anlayış, termal sularımızın yıkanma amaçlı kullanımı dışında insan sağlığı, zindelik, rekreasyon, eğlence, dinlence ve spor tesisleri gibi imkanların yer aldığı ve 12 ay boyunca hizmet verebilen tesisler oluşturmaktır. Sağlık ve Termal Turizmine yönelik çalışmalar Bakanlığımızın turizmin çeşitlendirilerek ülke geneline yayılması politikası içinde önemli yer tutmaktadır.Termal turizmin sağladığı olanaklardan bazıları;
12 ay turizm yapma imkanı,
Tesislerde yüksek doluluk oranına ulaşılması,
Yüksek istihdam oluşturulması,
Diğer alternatif turizm türleri ile kolay entegrasyon oluşturarak bölgesel dengeli turizm gelişmesinin sağlanması,
Termal tesislerde insan sağlığını iyileştirici aktiviteler yanı sıra sağlıklı - zinde insan yaratma, eğlence ve dinlenme olanaklarının da bulunması,
Kür merkezi (tedavi) entegrasyonuna sahip tesislerin maliyetini çabuk geri ödeyen karlı ve rekabet gücüne sahip yatırımlar olmasıdır.

Geriatri ve Engelli Turizmi

Özellikle 19. ve 20. yüzyılda büyük bir ivme kazanan teknolojik ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak sağlık ve sosyal yaşam alanında meydana gelen iyileştirmeler sonucunda tüm dünyada ortalama yaşam sürelerinin arttığı gözlemlenmektedir. Bu artışa paralel olarak ülkelerin nüfus yapılarında da “demografik kayma” ya da “demografik deprem” denebilecek değişimler ortaya çıkmış bulunmaktadır.

İleri yaş turizmi kapsamında ülkemize gelen misafirlerimiz gezi turları ve meşguliyet terapilerinin yanı sıra bakım evlerinde rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmaktadırlar. Engelliler için de özel bakım, klinik otellerde ve rehabilitasyon merkezlerinde verilmektedir. Konunun önemine binaen Birleşmiş Milletler tarafından ilki 1982 yılında Viyana’da, ikincisi 2002 yılında Madrid’de düzenlenen Dünya Yaşlanma Asambleleri düzenlenerek BM’ye üye tüm ülkelerin bu kır saçlı akınına karşı gerekli önlemleri hayata geçirmeleri tavsiye edilmiştir.

Almanya, Hollanda, Belçika gibi pek çok Avrupa Birliğine üye ülkelerde 65 yaş ve üstü nüfus oranının genel nüfusa oranı % 20’ler civarında seyrettiği gerçeğinden hareketle Avrupa Birliği kendi bünyesinde ayrı bir birim oluşturmuş ve AB genelinde bu gelişmeleri yakın takibe almıştır. Çeşitli ülkelerde ulusal enstitüler kurulmuş, mevcut altyapıları iyileştirici ve/veya destekleyici önlemler alınmış, bölgesel işbirliğine yönelinmiş ve sosyal politikalar kapsamında ayrı yaşlanma politikaları oluşturulmuş veya oluşturulmasına başlanmıştır.

Birleşmiş Milletler ve Dünya Yaşlanma Örgütü verilerine göre şu an 600 milyon civarında olduğu belirtilen 65 yaş ve üstü bireylerin sayısının 2050 yılında 2 milyarı bulacağı öngörülmektedir. Bu artış yalnız Avrupa Ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş (şimdilerde sarsıntıda bulunan) ülkelerle sınırlı kalmamakta başta Türkiye olmak üzere geçiş döneminde ya da geçiş dönemini tamamlamak üzere olan ülkelerde de ciddi oranlara ulaşmış bulunmaktadır.

Ülkemizin çeşitli noktalarında Geriatrik Bakım Merkezleri ve Engellilerimizin rahatlıkla konaklayıp tedavi hizmetlerini alabildikleri pek çok sayıda tesis vardır.