10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü
13 Eylül 2024

Dünya İntiharı Önleme Günü, Dünya Sağlık Örgütü’nün işbirliğiyle Uluslararası İntiharı Önleme Derneği’nin bir girişimi olarak 2003 yılından bu yana düzenlenmekte olup intihar eğilimi olan kimselerin yardım almalarını kolaylaştırmak ve toplumun bu konudaki duyarlılığının arttırılması hedeflenmektedir. Dünya İntiharı Önleme Gününün 2024 yılındaki teması “ İntihar hakkındaki önyargıyı değiştirmek” olarakbelirlenmiştir.

Her yıl 800.000'e yakın insan kendi hayatına son vermektedir. Ve dahası intihar girişiminde bulunan çok sayıda insan bulunmaktadır. İntihar girişimleri dünyanın her yerinde kademeli olarak artmış ve son on yılda, endişe verici istatistiksel seviyelere ulaşmıştır.

Dünyamızda hızla değişen yaşam koşulları bireyleri ve toplumları derinden etkilemektedir. Bu hızlı değişimler ülkemizde de yaşanmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler arasında yer aldığımız gerçeği içinde, olağan dışı durumlar, terör saldırıları, ekonomik krizler, afetler ve pandemi ile birlikte bireyler daha da zor koşulları göğüslemek zorunda kalmaktadırlar. Toplumsal değişim sürecinde değişikliklere uyum sağlamak, pek çok değişkeni içinde barındıran bir durum olup bireyler için kriz potansiyeli oluşturmaktadır. Genelde bireyler kendi olanakları ve çevresel desteklerle uyum sürecini tamamlayabilmektedirler. Ancak % 10-20 oranında bireyde duygusal bir kaos yaşanmakta ve kriz durumu ortaya çıkmaktadır. Kriz durumlarında bireyler yaşadığı ve peş peşe gelen güçlüklerle baş etmekte zorlanırlar. Kendilerini çözümsüz, çaresiz ve umutsuz hissederler. Gerekli destekler, ki bunlar çevresel ve profesyonel yolla gelir, alınmazsa bir suisid (intihar), homisid (cinayet) veya alkol-madde bağımlılığı gibi ruhsal ve sosyal yaşamı altüst eden sonuçlara gidebilirler.

Her intihar; aileleri, toplulukları ve ülkeleri etkileyen ve geride kalan insanlar üzerinde uzun süre kalıcı etkileri olan bir trajedidir. Kaybedilen her bir yaşam, birinin eşini, çocuğunu, ebeveynini, arkadaşını veya meslektaşını temsil eder. İntihar, hem yaşamı sonlandırma davranışını hem de intihar girişimlerini ve intihar düşüncelerini kapsar ve aile ve toplum üzerindeki psikolojik, sosyal ve ekonomik etkisi ölçülemez.

İnsanların neden intihar ettiğini ya da daha kötü durumdaki bazı insanların neden intihar etmediğini açıklamak zor olsa da çoğu intihar önlenebilir. İntihar eden kişilerin büyük bir çoğunluğunun teşhis edilebilir (Depresyon, Kişilik bozukluğu, Alkol ve Madde Bağımlılığı, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Şizofreni, Organik ruhsal bozukluklar ve diğer ruhsal bozukluklar vb.) bir ruh sağlığı bozukluğu bulunmaktadır. Ayrıca işsizlik, şiddet, cinsel istismar, zorbalık ve siber zorbalık nedeniyle birçok çocuğun ve gencin de içinde bulunduğu çaresizlikle akut stres veya travma sonrası stres tepkisi olarak bu tür davranışlarda bulundukları bilinmelidir.


 İntihar durumunda olan kişiler zihinsel olarak ‘zıt fikirler’ içinde olabilir. Çoğu insanın intihar edip etmeme konusunda karışık düşünceleri vardır. Yaşama ve ölme arzusu savaş halindedir. Diğer düşünmeden yapılan hareketler gibi intihar etme dürtüsü de geçicidir, birkaç dakika veya birkaç saat sürer. Genelde günlük olumsuz olaylardan tetiklenir. Bu krizleri ortadan kaldırarak ve zamana oynayarak intihar etme isteği azaltılabilir. Bu kişiler devamlı intihar hakkında düşünürler ve sorunun diğer yönlerini algılayamazlar, düşünce süreçleri özelliklerinde katılık söz konusudur. Duygusal olarak acı çekme halinde, üzgün, depresif, karamsardırlar. Geçmiş, şimdi ve gelecekle ilgili karamsarlık,  yaşamsal enerjilerinde çekilme, işlevsellik kaybı ve içe kapanma yada aşırı öforik davranışlarla ilişkili yalnızlık, umutsuzluk, değersizlik, çaresizlik gibi kendilikleriyle ilgili olumsuz düşünce inançlarına sahiptirler. Kendilerine ve çevrelerine telafisi zor, zarar verici davranışlarda bulunabilirler. Bu kişiler en yakın ‘Aile Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri ve hastanelere’ başvurarak, psikolog ve psikiyatristlerden ihtiyaçları olan ruh sağlığı hizmetinden faydalanabilirler.

Multidisipliner yaklaşımla var olan psikiyatrik bozukluklar erken teşhis edilip tedavi edildiğinde, krize müdahale ve psikososyal destek sağlandığında  intihar davranışları önlenebilir bir hal almaktadır. Kişilerin intihar düşüncelerinin olup olmadığını tespit etmenin en iyi yolu onlara sormaktır. İntihar hakkında konuşmak genel inanışın aksine intihar düşüncelerini desteklemez. Koşulsuz kabul, ciddiyet, etkin dinleme, empati, özen,  ilgi, samimiyet ve şefkatle yapılan konuşmalar kişilerin şifalanması konusunda önem arz etmektedir. İntiharı önlemek, birçok kişinin çabasını gerektirir. Aile, arkadaşlar, iş arkadaşları, topluluk üyeleri, eğitimciler, dini liderler, sağlık uzmanları, siyasi yetkililer ve hükümetleri kapsar. İntiharı önleme, birey, sistem ve topluluk düzeyinde çalışmayı kapsayan bütünleştirici stratejiler gerektirir. İntihar davranışının önlenmesinde ortak hedefimize ulaşmak için bizler toplumun üyeleri olarak çok disiplinli bir yaklaşım kullanarak koordine bir şekilde işbirliği yapmalıyız.

Dünya İntiharı Önleme Günü broşürü için tıklayınız.
Dünya İntiharı Önleme Günü broşürü için tıklayınız.
Psikolojik Dayanıklılık Broşürü için tıklayınız.